The Queen's Gambit İncelemesi

The Queen’s Gambit-Dizi İncelemesi

Netflix, karantina dönemi ve sinema salonlarının bu dönemde aldığı büyük zarar dolayısıyla film ve dizi sektörünü yönetmeye başladı diyebiliriz. Bu dönemde çıkan The Devil All The Time, I’m Thinking of Ending Things gibi birçok Netflix yapımı film dikkat çekerken, son zamanlarda çıkan The Queen’s Gambit dizisi izleyenlerin beğenisini kazanmayı kesinlikle başardı. Türkiye’de en çok izlenenler kısmında da 1. sıraya oturmayı başaran bu dizinin bir incelemesini sizler için hazırladık. The Queen’s Gambit incelemesi sizlerle. The Queen’s Gambit konusu nedir? Hikayesi gerçek mi? Beth Harmon kimdir?

The Queen’s Gambit Ne Anlatıyor?

Türkçesi Vezirin Gambiti olan The Queen’s Gambit annesinin ölümünden sonra yetimhaneye götürülen bir kızın satranç üzerine olan olağanüstü yeteneğini fark etmesi ile başlayan bir başarı hikayesini anlatıyor. 1960’larda yer alan hikayemiz şaşırtıcı bir şekilde gerçek bir hayat hikayesine dayanmamakta. Zaten dönem şartları ele alındığında da bir kadının satranç turnuvalarında yer almasının imkansız olduğu görülüyor. Fakat hikaye anlatımı ve karakter tasarımları gerçekten bir biyografi izlediğimiz hissine kapılmamıza neden oluyor. Aynı zamanda kostüm ve mekan tasarımları da bizi o döneme götürüyor. Dizimiz Walter Tevis‘in aynı isimli romanından uyarlanmış ve 7 bölümden oluşan bir mini dizi özelliği taşıyor.

The Queen’s Gambit‘in gerçek bir hikayeye dayanmadığını söyledik fakat dizideki tüm satranç oyunları gerçekte satranç ustalarının oynamış olduğu oyunlardan alınmış. Bu sahneleri de Dünya Şampiyonu büyük usta Garry Kasparov mentörlüğünde filme yerleştirmişler. Bu sebeple de film satranca ilgiliyseniz inceleyebileceğiniz oyunlar içeriyor. Ayrıca bu oyunlara, çekimlerde çok önem verilmiş ve oyuncular sadece yüzleri çekilirken bile tüm oyunları oynamışlar. Aynı zamanda bazı oyuncular satranca hiç hakim olmamalarına rağmen (başrol Anya Taylor-Joy gibi) bütün hamleleri ve anlamlarını ezberleyip oynamışlar. Buna karşın satranca hiç ilgili olmasanız da zevkle ve heyecanla izleyebileceğiniz bir diziyle karşı karşıyayız çünkü satranç sahnelerinde oyun kadar oynayanların düşüncelerine ve duygularına da odaklanılmış. Bu nedenle satranç bilmeyen bir insanın da bu diziyi sevebileceğini düşünüyoruz.

The Queen’s Gambit İncelemesi: Beth Harmon

Dizimizin baş karakteri Beth, erkek egemen satranç dünyasında yükselen kadın olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim karakterin de birçok kez cinsiyeti ile değil de satrancı ile anılma çabasında olduğunu ve bunun da kendisi için zorlu bir yolculuk olduğunu ve ancak çok çalışarak bu normu kırabildiğine de şahit oluyoruz. Bu noktada bize sunulan protagonistin kadın olması, yükseliş hikayesini daha anlamlı kılıyor.

Karakterin yaşamının birçok dönemini yönetmen bize aktarmayı başarıyor. Bu nedenle de biz yetimhanedeki zorlu yaşamından, birçok satranç turnuvasına katılmasına uzanan Beth’in hikayesinin dramatik arka yüzünü de görebiliyoruz. Aynı zamanda Beth’in hayatına dokunmuş birçok ismin de bize yakından tanıtılması, onlarla yapacağımız gelecek karşılaşmaların Beth için ne kadar anlamlı olduğunu anlamamıza yarıyor. Bu noktada da Beth uzun süredir tanıdığımız ve hikayesini herkesten iyi bildiğimiz bir karakter olarak karşımıza çıkıyor.

The Queen's Gambit İncelemesi

Bu noktada diziye gelen en büyük eleştiri Beth karakterine bir derinlik verilmemiş olması. Nitekim biz karakterin neler hissettiğini veya nasıl bir insan olduğunu hiçbir zaman gözlemleyemiyoruz. Bu tür durumlarda bazen karakterin yaptıkları da bize anlamlı gelmemeye başlıyor veya kazandığında onun coşkusunu hissedemediğimiz için heyecanlanmıyoruz. Genel olarak donuk bir karakter olduğunu hissettiğimiz Beth’in hiçbir duygusu yüzeysellikten öteye geçemiyor ve bizim de kendisiyle bağlanmamız imkansız hale geliyor.

Bağımlılık

Dizide işlenen önemli ve dikkat çeken bir tema da bağımlılık. Nitekim karakterimiz Beth küçüklüğünden beri yatıştırıcılara, gençliğinde ise alkole bağımlı hale geliyor. Beth’in bu bağımlılığı ise hayatında hep sıkıntılara neden oluyor. En yakınlarıyla arasının açılması, satrancın yasaklanması, medyaya isminin yansıması gibi birçok sonuca neden olsa da Beth, alkolü ve uyuşturucuyu bir yardımcı olarak görüyor. Ancak uyuşturucuyu aldığında satrancı kafasında canlandırabildiğine inanıyor ve bunun için de bağımlılığından kurtulmayı çok fazla denemediğini hatta uyuşturucuyu çoğu kez başarı ile ilişkilendirdiğini görüyoruz.

The Queen's Gambit İncelemesi

Dizide bağımlılık önemli bir yer kaplıyor olsa da bağımlılığının nedenlerini veyahut onu alkole iten şeyin ne olduğunu genel olarak anlamlandıramıyoruz. Bu ilk kısımda bahsettiğim Beth’in içini çok fazla bilmiyor olmamızdan da kaynaklanıyor. Nitekim karakter yalnız olduğunda ve bununla başa çıkamadığında alkole sarılıyor fakat herhangi bir vakit kendisine alkol teklif edildiğinde de geri çevirmiyor ve bağımlı haline geri dönüyor. Ne zaman bağımlı ne zaman değil kestiremiyor olmamız da bu temanın dağınık bir şekilde işlenmesine ve dizinin bazı yerlerinde kopmamıza neden oluyor.

The Queen’s Gambit İncelemesi: Aile

Beth’in hikayesi annesiyle yaptığı kazadan sağ çıkmasıyla başlar. Daha sonra öğreneceğimiz gibi bu kaza Beth’in ailesindeki hastalıklı ilişkilerin bir sonucu olarak yaşanmıştır. Bu noktada da yetimhanede büyüyen bir kız olarak Beth’in hikayesinde hem öncesi hem de sonrası açısından aile kavramının önemini hissediyoruz.

The Queen's Gambit İncelemesi

Öncelikle baba figürünü, daha doğrusu Beth’in hayatında baba figürünün yokluğunu ele alalım. Beth’in kazadan önceki yaşantısında annesinin babasından kaçtığını fakat geri dönmek istediğinde babasının Beth’i kabul etmediğini görüyoruz. Aynı şekilde onu evlatlık alan ailedeki babası da kendisini kızı olarak kabul etmiyor, hatta annesini bile istemediğini hareket ve söylemleriyle birçok kez belirtiyor. Beth’in bir baba figürüne hayatının hiçbir noktasında sahip olmaması yaşamını devam ettirebilmek ve başarıya ulaşabilmek için hiçbir erkeğe ihtiyacı olmadığını kavramasına neden oluyor. Bu durum aynı zamanda ona erkek egemen dünyada erkeği yenmesi ve kazanması için bir motivasyon verirken, diğer erkeklere yaklaşımının da değişmesine neden oluyor.

Beth’in dostum dediği çok az insan olduğunu hatta kendisine geçmişte yardımı dokunmuş insanlara bile bugün mesafeli yaklaştığını görüyoruz. Bu durumda da Beth’in ailem diyebileceği kimse de kalmamış oluyor ve kendisini hep yalnız izliyoruz. Aynı zamanda, daha önce beraber kaldığı insanların bile çoğu kez kalbini kırdığını, tanıştığı kimseyle bir sevgi bağı kurmadığını ve kurmaktan da kaçındığını görüyoruz. Karakterin donuk ve yalnız yapısı bu şekilde anlamlanırken finalin değerli olabilmesi için de önemli bir anlatı.

The Queen's Gambit İncelemesi

Son olarak Beth’in hayatındaki anne modeline bakacak olursak yine hastalıklı bir aile yapısına işaret ettiğini görüyoruz. Beth’in öz annesinin kızından kurtulmaya çalışması ve bilerek kaza yapması, aynı zamanda delirmesiyle beraber takıntılı hareketler sergiliyor olması Beth’in yaşantısındaki donukluğu aydınlatan unsurlardan. Daha sonrasında Beth’i evlat edinen annesinin de genel olarak hasta olduğunu ve alkole bağımlı olduğunu, hatta bunun da baş karakterimizin bağımlılığını artıran unsurlardan biri olduğunu görüyoruz. Bu durumda hayat Beth’i hep tek başına başarmaya ve yalnız olmaya itiyor. Beth ise hep tek başına başarmanın peşinde bu nedenlerle.

Sonuç

Tüm bu saydıklarımızla aslında dizinin kendi hayatına hakim olamamış bir kadının satranç tahtası üzerinde kurduğu hakimiyeti anlattığını ve bunu da gayet başarılı bir şekilde yapıyor olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle dahi insanların hikayelerini izlemeyi seviyor ve bu günlerde ne izleyeceğinizi bilmiyorsanız The Queen’s Gambit zevkle izleyeceğiniz bir dizi olacaktır.

The Queen’s Gambit-Dizi İncelemesi‘ adlı yazımızın sonuna geldik. Bizleri Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!