Günlük hayatımızda petrolün kullanım alanlarını say desek herkesin söyleyeceği 3-5 seçenek vardır. Fakat çoğumuz petrolün kullanım olarak fazla bir alana yayılmadığını düşünüyoruz. Peki petrol biterse bizleri neler bekliyor olacak? Birazdan yazımızda kullanım alanlarıyla birlikte bu durumu ele alacağız.
Petrol nedir?
Latince petro (taş) ve oleum (yağ) kelimelerinden oluşan petrol kelimesi taşyağı anlamına gelmektedir. Petrol, hidrojen ve karbondan oluşan, içerisinde az miktarda nitrojen, oksijen ve kükürt bulunan bir bileşimdir; yalın bir formülü yoktur. İngilizcesi Petroleum‘dur. Rafine edilmemiş sıvı haldeki petrole ham petrol, gaz halindeki petrole doğalgaz, yarı katı ve katı halde bulunan ve ağır hidrokarbon ve katrandan oluşan petrole ise özelliklerine ve yöresel kullanımlarına bağlı olarak asfalt, zift, katran ve benzeri isimler verilir. Ham petrol ve doğalgazın ana bileşenleri hidrojen ve karbon olduğu için hidrokarbon olarak da isimlendirilirler. Gelelim petrolün aniden bitişini varsaymaya ve dünyada etkilenecek kurum kuruluş ve sektörlerin bazılarını incelemeye;

ULAŞIM: Öncelikle aklınıza gelen en büyük sehirler; Newyork, Paris, Pekin, Tokyo, İstanbul yollarında ulaşım araçları göremeyeceğiz. Nedeni hepimizin tahmin ettiği gibi benzin ve gazın olmaması. Elektrikli araçlar herkesin aklına gelecek ilk alternatif ulaşım aracıdır. Fakat elektrik üretmek için petrolün bi hayli önemini 2018 yılı elektrik üretiminin kaynaklara göre açıklandığı verilerden anlayabiliriz.
2018 yılında elektrik üretimimizin, %37,3’ü kömürden, %29,8’i doğal gazdan, %19,8’i hidrolik enerjiden, %6,6’sı rüzgârdan, %2,6’sı güneşten, %2,5’i jeotermal enerjiden, ve %1,4’ü diğer kaynaklardan elde edilmiştir. Gördüğünüz gibi elektrik ihtiyacının %70ine yakınının doğrudan petrol kaynaklı olduğunu görüyoruz. Hidrolik santrallerde de donanım için gerekli olan malzemelerin de ulaşım araçları ile zorlu yerlere ulaştırıldığı biliniyor. Kısacası petrol olmazsa elektrik olmaz.

SAĞLIK: Plastik eldiven, ameliyat önlükleri gibi steril medikal malzemeler petrolden üretilen malzemelerdir ve bunların yokluğu bir çok hastanın ölümüne neden olacaktır. Diğer bir yandan diyaliz makinesi gibi hayati öneme sahip birçok makine petrol ile enerji akışı sağlandığı için çalışamayacak ve büyük oranda ölümler gerçekleşecektir. Tıbbi malzemelerin üretilememesi sağlık alanında bir çok sorun meydana getirecektir fakat diğer bir sorun şehirlerde toplanan çöplerin toplanıp atılamaması ve pisliğin kendisiyle beraber yeni hastalıklar meydana getireceğidir. Diş macunu üretiminde de petrol kullanıldığı için dişleri fırçalamak artık 1500 yıl önceki usüllere göre yani misvak gibi ürünlere kalmıştır.

EKONOMİ: Petrol rezervlerinin tam anlamı ile tükenmesi neticesinde üretimde petrole bağımlı tüm fabrikalar tek tek kapanacak. Kapatılan fabrikalar, gerileyen dünya ekonomisi, piyasalardaki belirsizlik, ulaşımın, ticaretin durması gibi sebeplerden dolayı işsizlik tavan yapacaktır. Enerji sektörü etkilenecek ve dünya genelinde elektrik kesintileri yaşanacaktır. Gıda kıtlığı yaşanacak Gıda gibi temel ihtiyaç ürünleri konusunda dışa bağımlı olan birçok ülke kıtlık yaşayacak. Ulaşım durduğu için tüm ülkelerin ihracat ithalatı duracak böylece verimsiz toprağa sahip ülkelerde kıtlıklar yaşanacak sağlık sektörüde çöktüğü için büyük ekonomik buhranlar yaşanacaktır. Arap topraklarında tarihin en büyük kıtlığı başlayacak, gelirinin %90 a yakını petrole dayanan Suudi Arabistan tam bir çöküşün eşiğine gelecektir. Milyon dolarlık arabaları yol kenarlarına terk edilmiş halde bırakılıp bir ekmek kadar değer görmemesi de diğer bir olası durum. Savaşların biteceğini de unutmamak gerek çünkü tüm dünya ülkeleri büyük bir ekonomik buhranla iç içe ve devletler orduların ulaşımı için yakıt bulamayacak diğer yandan ateşli silahların üretimi de duracaktır. Tabi madalyonun görünmeyen yüzünde ortadoğudaki savaşları da örnek verebiliriz.

TABİAT: Doğayla uyum içinde yaşama mecburiyetine düşen insanlar öncelikli olarak kendilerini kırsal yaşama verecektir böylelikle şehirlerin yabani hayvanların istilası altında kalacağınıda tahmin etmek zor olmasa gerek. Sokaklarda ulaşım aracı göremeyeceğimizden araçların altında ezilen hayvanlarıda görmemiz mümkün olmayacaktır artık. Denizlere atılan yakıtların balık popülasyonunu negatif yönde etkilediğini biliyorduk. Artık bu sorunumuzda ortadan kalkmış olacak. Geri dönüşüm büyük bir önem kazanacağından ve zararlı atıkları doğada görmemiz artık mümkün olmayacağından hayvan ve bitki çeşitliliği kısa sürede gözle görünür derecede artacaktır. Binlerce fabrika kaderine terkedildiginden ve ulaşım araçlarının egzoz dumanı sorunu ortadan kalktığı için soluduğumuz hava artık daha da temiz olacaktır. Tabi dünyadaki Çin, Hindistan, Rusya, ABD gibi nüfusu yoğun ülkeler büyük göç ve kıtlık yaşayacağından dünya nüfusu neredeyse yarıya düşecek ve bununda doğaya pozitif yönde bir etkisi olacaktır.

Özetle: Petrol biterse dünyanın nasıl etkileneceğinden kısaca bahsetmiş olduk. Genel olarak ele alırsak şöyle bir özet geçmek doğru olur.
Dünya ticareti bitecek ve dünya ekonomisi durma noktasına gelecek, tarihin hiç görmediği şekilde büyük göçler yaşanacak, insanlar dünya tarihinin ilk günlerindeki gibi tarım ve hayvancılıkla uğraşacak, genel olarak tüm dünya yüzünü doğaya çevirecek, olumlu ve olumsuz bir çok durum yaşanacak ve dünyada köklü bir değişim gerçekleşecektir. Fakat günümüzde dünyanın dışında bir gezegende varlığını sürdürmeyi hedef alan büyük devletlerin olduğunu biliyorsak bu devletlerin böyle bir gün için de şimdiden hazırlık yaptığını düşünmemek elde değildir. Yenilenebilir enerji üzerine yoğunlaşan bu devletler temiz şehirler oluşturarak bu planlarının görünen kısımlarını bizimle paylaşmaktadır.
Mesela: Petrolün daha uzun yıllar önemini koruyacağını bilen ABD ve müttefikleri kendi petrol kaynaklarını güvence altına alarak petrol ihtiyacını şimdilik Suudi Arabistan gibi müttefik ülkelerden sağlamaktadır.
Sidney, 2030 yılına kadar sera gazı salınımını %30’a indirmeyi planlıyor.
2020 yılında San Francisco’nun elektrik ihtiyacının %100’ünün yenilenebilir enerjiden elde edilmesi planlanıyor.
Frankfurt 2050’de karbon salınımından tamamen kurtulmayı planlıyor. Almanya’nın önemli şehirlerinden Frankfurt, 1985 yılından bu yana kapsamlı bir enerji programına sahip.
Kaliforniya’da bulunan San Diego, elektrikli araba pazarının geliştiği bir merkez. Amaçları ise 2035’e kadar %100 yenilenebilir elektrik.

Bizleri Instagram ve Twitter üzerinden takip etmeyi unutmayın.
Bir cevap bırak