Afganistan, özellikle ABD müdahalesi sonrası sinema piyasasında ciddi bir role sahip. Sayısız film, belgesel, dizi çekildi ve çekiliyor. Elbette Netflix de bu konu üzerine çok sayıda içeriğe sahip. Ve Afganistan, son zamanlarda bazı olayların gölgesinde kalmış olsa da gündemin yükselen maddelerinden. Peki bunun sebebi ne? Afganistan’da neler oluyor? Bunların hepsinden bu yazıda bahsedeceğim ve elbette daha iyi fikir sahibi olmanız adına Netflix’te bulabileceğiniz en iyi Afganistan içerikleri yazının son kısmında sizleri bekliyor.
1.5 ay öncesine gidiyoruz; 29 Şubat 2020’ye. Katar’ın başkenti Doha’da tarihi imzalar atılıyor. 19 yıldır süregelen, Afgan halkına büyük acılar çektiren ABD-Taliban savaşı, ‘Afganistan’a Barışı Getirme Anlaşması” ile son buldu. Anlaşmaya göre ABD ve koalisyon askerleri ülkeyi 14 ay içinde terk edecek,tutuklu Taliban militanları ise serbest bırakılacaktı. Taliban ise Afganistan’ın bir daha radikal gruplar için sığınak haline gelmeyeceğinin sözünü verdi, çekilme süreci boyunca ABD ve Koalisyona saldırmayacağının garantisini verdi ve Afganistan hükümeti ile kısmi ateşkesin devamı ve barış görüşmelerine başlamayı ise kabul etti. Ancak 2 Mart tarihinde Taliban sözcülüğü ateşkesin sonlandırıldığını açıklayarak Kabil yönetimine karşı operasyonarın devam edeceğini bildirdi. Bugün gelinen noktada iki taraf arasında herhangi bir süreç başlatılamamışken Taliban ise saldırmaya devam ediyor. Peki Afganistan bu noktaya nasıl geldi? Hükümet ve Taliban arasında son bulmayan çatışmanın sebepleri neler? Afgan halkı rahatına kavuşabilecek mi? İnceleyelim!
Yarım Asırlık Savaş Bölgesi:Afganistan

Afganistan, kurulduğu günden bu yana ülke içinde yeterli bir düzen oturtamamış bir devlet.Önce İngilizler ile, sonra kendileri ile sürekli çatışmalar yaşadı Afganlar. 1979 yılından beri ise ülkede savaş hiç ara vermedi.
Her Şeyin Başlangıcı
Afganistan 1933’ten 1973’e kadar tam kırk yıl boyunca monarşi rejimiyle yönetildi. 1973’te eski başbakan Muhammed Davud darbeyle başa gelerek monarşi rejimini yıkarak cumhuriyet ilan etti. Bu olay ülkede çeşitli siyasi ve milliyetçi güçlerin çatışmalarının başlamasına sebep oldu. 1978 yılında ülke siyasetinin komünist temsilcileri darbeyle başa geldi. Ülkede hızla başlanılan sosyalizm öncüsü yenilikler, yıllardır İslamlaştırılan toplum tarafından kabul görmedi. Komünist rejime karşı mücahitçi gruplar ortaya çıkmaya, bu gruplar başta ABD olmak üzere batı ve Arap dünyası tarafından desteklenmeye başlandı. Ülke içindeki çatışmaların epey şiddetlenmesi ve halkın beklenmedik sert direnişi, Afganistan’ı yardım istemeye itti.
SSCB Müdahelesi
1979 yılında Afganistan’ın talebi sonucu Moskova yönetimi bölgeye ordu göndermeye karar verdi. Böylece ülkede şiddetli çatışmalar ”savaşa” dönüştü. Savaş 1989’a kadar sürdü. 1 milyonun üzerinde Afgan yaşamını yitirdi. Ancak halk bu ilk savaştan zaferle çıktı. Sovyet ordusu 15000’e yakın askerini yitirdi. Karşısında hiç beklemediği bir direniş hareketi bulan SSCB, prestijini daha fazla yaralamak istemedi. 1988 yılında başlayan barış görüşmeleri, 1989 Şubat’ında son Sovyet askerinin de ülkeyi terk etmesiyle onlar için son buldu. Diğer tarafta Afganlar için her şey yeni başlamıştı.

1989-1992 İç Savaşı ve Kömünist Rejimin Yıkılması
Sovyetlere karşı olan savaşı kazanan mücahitlerin işi henüz bitmemişti. Ülkeyi halen komünistler yönetmekteydi. Artık savaş bir iç savaşa dönüşmüş, halk ve yönetim tekrar doğrudan karşı karşıya gelmişti. 1992’ye kadar süren bu iç savaşın sonunda mücahitler bir kez daha kazanan tarafta yer aldı, böylelikle İslami rejim tekrar başa geçti ve Afganistan İslam Devleti kuruldu.
1992-1996 İç Savaşı: Taliban Doğuyor
İslamcılar istediğini elde etmiş, ülke rejimine sahip olmuş ve eski geleneklerin yok olmasını engellemişti. Ancak maalesef sorunlar bitmedi. Bir kez daha iç savaş başladı. Bu kez mücahitler bölündü, birbirleriyle çatışmaya başladı. Binlerce insan daha hayatını kaybetti. 1994 yılında Pakistan destekli Taliban adında bir oluşum kendini göstermeye başladı. Radikal İslamcı örgüt 1996 Eylül’ünde başkent Kabil’i ele geçirerek yönetimin yeni sahibi oldu.Afganistan İslam Emirliği’ni ilan etti ve Pakistan ve Suudi Arabistan tarafından tanındı.

1996-2001 İki Devlet, Yine İç Savaş
Taliban’ın Kabil’i alıp İslam Emirliği’ni ilan etmesi sonucu ülkenin Kuzeydoğusuna çekilen Afganistan İslam Devleti, Savunma Bakanı Ahmed Şah Mesud’un çabaları sonucu Kuzey İttifakı adlı bir oluşumun ortaya çıkmasını sağladı. Kuzey İttifakı ülkenin küçük bir kısmında varlık gösterse de Türkiye de dahil bazı devletlerden destek görüyordu. 2001’e kadar süren savaşın sona ermesinin sebebi ise Amerika’nın 11 Eylül saldırıları sebebiyle El-Kaide ve destekçilerine savaş açması oldu.7 Ekim’de ABD Taliban’a savaş açtı. Kuzey İttifakı bunun bir sonucu olarak Kabil’i kısa zamanda ele geçirdi savaşın galip tarafı oldu.
2001-2015 NATO Dönemi
11 Eylül 2001 tarihinde neler olduğunu hepimiz biliyoruz. El-Kaide saldırıdan birkaç gün sonra sorumluluğu reddetse de ABD buna inanmadı. Terörizmle Savaş adı verilen kampanya hızla hayata geçirildi. Amaç başını El-Kaide’nin çektiği küresel terör örgütlerini ortadan kaldırmaktı. Dönemin en büyük El-Kaide destekçisi ise Taliban’dı ve El-Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin Taliban tarafından yönetilen bir bölgede korunmaktaydı.Terörizmle Savaş kampanyasının ilk savaşı da Afganistan’da Taliban’a karşı gerçekleştirildi.7 Ekim 2001’de ABD ve Birleşik Krallık uçakları Taliban’ ve El-Kaide’ye yönelik hava saldırısı başlattı. Böylelikle 2015’e kadar sürecek olan NATO-Taliban savaşı başladı.

14 yıl boyunca aralıksız çatışma yaşandı. Taliban defalarca bitmenin eşiğine gelse de toparlanmayı bir şekilde başardı. Sonuna gelindiğinde ise koalisyonun zafer kazandığı görüşü hakimdi.Taliban rejimi yıkılmış, Afganistan tarihinde ilk kez demokratik bir hükümet kurulmuştu. Bölgedeki El-Kaide kampları yok edildi. Ancak faturası insanlık için ağır oldu. Kayıtlara göre iki taraftan toplam 50000’den fazla insan hayatını kaybederken 30000 sivil savaşın kanlı yüzüne kurban gitti.
2015-Günümüz: İç Savaş Devam Ediyor
2014’te ABD başkanı Barack Obama bölgedeki savaş misyonlarının tamamlandığını, askerlerin büyük çoğunluğunun ülkeye döneceğini, 9800 kişilik bir birliğin bölgede kalmaya devam edeceğini ancak 2015 itibariyle koalisyonun bölgede çatışmaya girmeyeceğini belirtti. Artık savaş Afgan hükümeti ve Taliban arasındaydı. Koalisyon ise İHA saldırılarıyla sık sık destek sağlamaktaydı. Bu savaş henüz son bulmuş değil. Geçen süre boyunca Taliban ülkede hızla ilerledi ve tekrar önemli bir güç haline geldi.

ABD Gidiyor, Peki Ya Sonra?
Ve barış. Uzun yıllar sonra Afganistan’da huzura en çok yaklaşılmasının öncüsü, ilk paragrafta da bahsettiğim gibi, 29 Şubat’ta imzalandı. ABD’nin mağlubiyetinin simgesi olduğu söylenen anlaşma şartlarından en önemlisine ise maalesef uyulmadı. Peki Afganistan yönetimi ve Taliban arasında yapılması planlanan görüşmeler neden hala yapılabilmiş değil?
Bu sürecin başlamasına yönelik ana engel Afganistan yönetimindeki iç karışıklıklar. 2019 Eylül’ünde gerçekleştirilen seçimin sonuçları aylar sonra açıklandı.Seçimin kazananı bir önceki dönemin başkanı Eşref Gani olsa da rakibi Abdullah Abdullah bunu kabul etmedi. İki tarafın da kendi başkanlık törenini düzenlemesiyle ortaya ciddi bir karmaşa çıktı. Her şeyden önemlisi hükümet müzakereler için bir ekip oluşturmak zorundaydı ve ülkede çoğu grup tarafından desteklenen Abdullah Abdullah’ın kabul etmeyeceği bir ekip ile başarısızlık kaçınılmaz olacaktı. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Covid-19 riskine rağmen sürpriz bir Afganistan ziyareti gerçekleştirdi ve hükümetin bir uzlaşma sağlayamaması halinde 2020 ve 2021 fonlarından birer milyar dolarlık kesinti yapılacağını belirtti. İki taraf arasındaki ekip tartışması şimdilik duruldu. Gani 5’i kadın 21 kişilik bir müzakere ekibi kurdu. Ekip geçmişten bugüne Afgan siyasetinde ve savaşta etkin olmuş isimleri içeriyor.

Bir diğer sorun tutuklular. Gani tutukluların salınması için bir limit ve bazı şartlar koymuş durumda. Bu şartlara uyan tutukluların serbest bırakılacağını karşı tarafa iletmişken Taliban’ın özellikle salınmasını istediği tutuklular var ve bu konuda taviz vermeye hiç niyetleri yok. Yine de şu ana kadar 300 tutuklunun serbest bırakıldığını belirtmekte fayda var.
Ve tabii ki en büyük sebeplerden biri de küresel salgın sorunu. Afganistan’da 1000’e yakın Covid-19 hastası var. Ülke dışına müzakere için gitmek ya da ülke içinde böyle bir toplantı gerçekleştirmek iki taraf için de sorun. Örneğin Taliban mahkum salımını denetleme amacıyla her salımda bölgeye gönderdiği ekibini 3 kişiye kadar indirdi. Yani virüs sorunu küresel ya da yerel sona erene kadar görüşmelerin yapılma ihtimali epey zayıf.

Bugün gelinen noktada aralıksız savaş, milyonlarca ölü ile sonuçlanan 40 yıllık bir geçmiş süreç var. Taliban’ın saldırıları durmuş değil. Ve barış sağlanana kadar duracak gibi de gözükmüyor. Bizim ise tek ümidimiz elbette neredeyse yarım asırdır devam eden bu insanlık dramının son bulması.Yüzüldü, yüzüldü ve sonunda kuyruğuna gelindi. Umuyorum ki bu olaylar bir sonuca varır ve uzun zamandır acı çeken Afgan halkı rahat bir nefes alabilir.
İzleyebilecekleriniz
Yazının başında da bahsettiğim gibi, Netflix’te bir sürü Afganistan konulu içerik bulunuyor ancak bunların hepsi, tahmin edebileceğiniz gibi, kaliteli değil. Elbette kaliteli olanları da var, yazının kalan kısmı bu kaliteli yapımlardan bazılarını içeriyor.
Onur Madalyası (2018)

Robert Zemeckis’in yapımcılığını üstlendiği 8 bölümlük bu belgesel serisinin ikinci ve sekizinci bölümlerinde Afganistan’da savaşıp sonrasında Onur Madalyası almış iki ayrı ABD askerinin hikayesi anlatılıyor.
Son Kalan (2013)

Gerçek bir hikayeden uyarlanan bu filmde Taliban’a yönelik, planlandığı gibi gitmeyen bir operasyondan sonra hayatta kalan SEAL komandosu Marcus Lutrell’in hikayesi anlatılıyor. Marcus Lutrell rolünde ise Mark Wahlberg’i görüyoruz.
Savaş Makinesi (2017)

Brad Pitt’in oynadığı film, isminin aksine anti-savaş temalı denebilir. Yine gerçek bir bireyin canlandırıldığı filmde ”savaş makinesi” bir generalin Afganistan’da başından geçenler anlatılıyor. David Michôd’un yönettiği film, çıktığı zaman Netflix’in en büyük bütçeli filmi olma özelliği taşıyordu.
Bir cevap bırak