küreselleşme

Küreselleşme Nedir?

Küreselleşme başka akademik anlamda globalleşme, halk dilinde bütünleşme diyebileceğimiz bu kavramı son yıllarda televizyon kanalları, akademik makaleler, tartışma programlarında en az bir kere duymuşuzdur. Peki nedir bu küreselleşme? Gelin, birlikte öğrenelim.

KAVRAMSAL OLARAK KÜRESELLEŞME

Aslına bakarsak bu kelimenin lügatte tek bir karşılığını gösterebilmek gerçekten çok zordur. Küreselleşme kelimesinin anlatmak istediğini bizlere anlatan eş anlamlısı birçok kelime bulabiliriz. Örneğin; uluslararasılaşma, evrenselleşme, batılılaşma, karşılıklı bağımlılık, modernizasyon gibi kelimelerin çoğuna küreselleşme kelimesinin eş anlamlısı diyebiliriz. Hal böyle olunca küreselleşme kelimesinin de birden fazla tanımı olabiliyor. En basit tanımıyla, hızla dinamik ve değişken bir yapıyla hareket eden kültürlerin, ekonomilerin, teknolojilerin, toplumların ve en önemlisi bireylerin birbiriyle karşılıklı bağımlılık ilişkilerin artması olarak açıklanabilir.

Bazı akademisyenler, uzmanlar ve uluslararası ilişkiler ve dünya siyaseti analistleri için küreselleşme nispeten yeni bir olgudur. Ne de olsa, bu kavram 1991‘deki Soğuk Savaş‘ın sona ermesinden sonrasına kadar ne medyada ne de halk tarafından benimsenmiş bir kavram değildi. Fakat, Soğuk Savaş’ın bitmesiyle birlikte devletler arasında ilişkiler artmaya başlamış, ticaretler hızlanmış, teknoloji ve ekonomi dev bir atılım yapmıştır. Bu bahsettiğimiz ana kavramlar (kültürel, ekonomi, teknoloji) küreselleşmenin adeta itici güçleri olmuşlardır. Konuyu pekiştirmek için her birine bir kaç örnek verelim.

küreselleşme

KÜRESELLEŞMENİN ETKİLERİ

Teknoloji

İletişim kavramının günümüzde ne kadar basitleştiğini hepimiz farkındayız. Anında mesajlarımızın denizaşırı, binlerce kilometre ötedeki insanlara iletilebiliyor olunması bundan 150 yıl öncesine kadar hayal bile edilemezdi. Fakat günümüzde dünyanın iki farklı noktasından bir mesajın alıcısına ulaşması saniyeler bile sürmüyor. İletişim kurmak istediğimiz insanların anında bilgisayar ekranlarımızda anlık görüntülerini görebiliyoruz. Hal böyle olunca aradaki kilometreler, denizler anında yok oluyor. İnsanlar birbirinden uzak tutan bütün engelleri teknolojinin gelişmesiyle ortadan kaldırıldı. Fransız İhtilali‘nin Avrupa toplumlarına gösterdiği etkinin aynısını o dönemde Asya toplumlarında göremedik. Bilginin yayılması ve insanların iletişimi yavaştı. Fakat günümüzde Ortadoğu’da yaşanan bir siyasi, ekonomik, kültürel hareketlenme dünyanın en uzak noktalarında bile hissedilebiliyor. Bunda sosyal medyanın ve iletişim kanallarının çok büyük önemi var. Böylece bir toplumda yaşanan küçük bir olaylar bile başka bir toplumda krizlere dönüşebiliyor. Bunun yaşanmasında en büyük pay tabi ki teknolojiye aittir. Teknolojinin bu kadar hızlı gelişmesi küreselleşmeye büyük ivmeler kazandırıyor.

küreselleşme

EKONOMİ

Asırlar önce küresel ekonomiye sahip olmak için birçok devletin savaşarak elde etmeye çalıştığı karalar üzerindeki ticaret yolları vardı. Daha sonra deniz ve hava yollarıyla bu ticaret yolları genişledi. Zaman içerisinde bir örümcek ağı gibi ticaret yolları tüm dünyanın etrafını sardı. Ticaret yollarına herkesin ulaşımının olması, ticaretin tekellerin elinden çıkmasına neden oldu. 2014-2016 yılları arasında dünya ülkelerinin ihracat rakamlarının toplamı astronomik düzeylere ulaştı ($17,979,000,000,000) ve her geçen gün artmaya devam ediyor. Daha 200 yıl öncesine kadar Ticaret yollarının varlığı söz konusuyken ve bunlar için savaşlar yapılmaya devam ederken günümüzdeki bu rakamlar ticaret ve ekonominin ne kadar küreselleştiğinin en güzel örneğidir.

küreselleşme

Sosyal-Kültürel

Belki tüm insanlık için en önemli etkilerini bu başlık altında toplayabiliriz. Çünkü günün birinde dünya ekonomisi yerle bir olsa veya teknolojik olarak en başa dönsek bile bulunduğumuz konuma tekrar gelebiliriz. Ancak kültürümüzü ve bireysel kimliklerimizi kaybedersek toparlanmamıza imkan yoktur. Dünya küreselleştikçe globalizm kavramı diğer bütün -izmleri ve ideolojileri yutarak yoluna devam ediyor. Küreselleşme sosyal ve kültürel alanlarda etkilerini insanları bir bütün haline getirerek gösteriyor. Bunun toplumlar adına hem avantajları hem de dezavantajları olacaktır. Ancak küreselleşme kavramının üzerinde ağırlığı olan devletler diğer toplumları da kültürel anlamda etkileyerek, küreselleşme rüzgarını kendi çıkarları ve amaçları için kullanabilecektir. Böylelikle toplumların kültürel kimliklerini etkileyerek, istediği gibi şekillendirebileceklerdir.

Yazımızın sonuna doğru yaklaşırken küreselleşmeyle ilgili bir noktaya daha değinmek istiyoruz. Birçok sektör ve bu sektörleri elinde bulunduran insanlar küreselleşmenin hızını yakalayabilmek için yaşadığımız dünyayı kirletiyor ve acımasız bir şekilde doğanın bize sunduğu imkanları harcıyor. Hepimiz yapıyoruz aslında bunu. Ancak unutmayalım ki elimizde sadece bir Dünya var, bizden önce yaşamış bütün insanların yaptığı gibi bizde bu Dünya’yı gelecek nesillere emanet edeceğiz. Önemli olan onların ve onlardan sonraki nesillerin yaşayabileceği bir dünyayı bırakabilmek.

“Küreselleşme, Kuzey yarım kürenin Güney yarım küreyi ezmesidir.”

Fidel Alejandro Castro Ruz, Kübalı Marksist-Leninist devrimci ve Küba Devrimi’nin önderi.

‘Küreselleşme Nedir?’ adlı yazımızın sonuna geldik. Bizleri Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!