
İnsan dili sağladığı faydalar ve diğer hayvanlarınkine göre daha eşsiz özelliklere sahip olması bakımından büyüleyicidir. Yine de, günlük hayatın her anında yararlandığımız bu dil yetimiz üzerine pek de düşünmüyoruz. Dahası bu yetinin ezici bir çoğunlukta konuşulan örneğine maruz kaldığımızdan dolayı başlangıcından itibaren dilin konuşulan bir yeti olduğuna ve günümüzdeki işaret dillerinin ise sonradan işitme ve konuşma yetisi bulunmayanlar için geliştirilen diller olduğuna emin gibiyizdir. Aslına bakarsak bazı işaret dili için bu bir gerçek, ancak çoğu işitme engelli bebek daha bir yaşlarına girmeden işitme engeli olmayan bebeklerle aynı dilsel kilometre taşlarını tecrübe ederler. Örneğin, hepimizin aşina olduğu agulama dönemine paralel olarak işitme engelli bebeklerde de işaretli bir agulama dönemi yaşanır. Bu dönemde, rastgele işaretlerin yerine belirli örüntülerle aynı işaretler tekrarlanır, tıpkı benkelerin ma-ma ve ba-ba gibi aynı ses sekanslarını tekrar etmesi gibi. Bu gerçekler bize işaret dilinin de konuşulan dilden çok farklı olmadığını ve sadece onun tamamlayıcısı olarak düşünülmesinin yanlış olduğunu bize gösterir. Peki hiç dilin ilk olarak işaret kullanarak performe edildiğini ve konuşma safhasına sonradan geçildiğini düşünmüş müydünüz?
Günümüzde ve geçmişte çoğu insan böylesi bir şeyin olabileceğine ihtimal bile vermez(di). Ama çeşitli araştırmalar bize gerçek hikâyenin bu olduğunu gösterir nitelikte. Biraz gerilere gidersek katolik bir yazar anlattığı bir hikayesinde tufandan sonra insanların işaret dili ile iletişim kurduklarını kurgular. Daha sonrasında, ilk insan dilinin bir işaret dili olma ihtimali üzerine hiç de bilimsel olmayan spekülasyonlarda bulunur. Bilimsel anlamda “İşaret Teorisi” 1973´te Gordon Hewes´in primat iletişimi ve insan dilinin işaret dili kökeni üzerine yazdığı (1992’de yayınlanan örneği kaynakçada bulunabilir) makale ile güç kazanır bu teori. Hewes’e göre insanlar başlangıçta şu anki primatlara benzer seslenme şekillerine (düşman alarmı, çağırma vb.) sahip olsalar da karmaşık bir ses sistemine sahip değillerdi. Primatların bu seslenme biçimlerine dil demediğimiz için o zamanki insan ses repertuarının da dil denilmeye yeterli olmadığını savunur. Bir antropolojist olarak pragmatik açıdan işaret dilinin mi konuşulan dili mi daha uygun olduğu konusunda da işaret dilinin avcı-toplayıcı insanlar için daha faydalı olduğuna karar verir, çünkü konuşulan dil ses çıkardığından peşine düşülen avı kaçırabilirdi ve hatta avcının yaralanmasına sebep olabilirdi. Birkaç on yıl geçtikten sonra Micheal Corballis isimli araştırmacı Gordon´un teorisi üzerine daha bilimsel şekilde eğilmeye başlar. Makalelerinde primatlarda ve insanlarda bulunan ayna nöronlar* el işareti yaptığında benzer yerlerde ateşleme olduğunu savunur, konuşma seslerinde ise tam tersi şekilde ayna nöronlarında herhangi bir etkileşim yaşanmaz. DNA’larımızın büyük oranda aynı olduğu primatlarda ve insanlar böylesi bir benzerliğin olması insanların ilk aşamalarda işaret dilini kullanmalarının ve öğrenmelerinin daha hızlı ve etkili olacağını bize gösteriyor. Daha da fazlası başka bir araştırmacıdan verdiği kavramak anlamına gelen grasp örneği meseleyi daha derine taşıyor. Bu örnek ilginç, çünkü kavramak kelimesi hem bir şeyi fiziksel olarak kavramak hem de anlamak olarak kavramak anlamına gelmektedir. Acaba elle yapılan bir eylemin soyut bir anlam kazanmasına tek örnek bu kelime mi? Bunun insan dilinin işaret dili kökeniyle ilgisi ne? Bunlar bir sonraki yazının konusu! Esen kalın.
*Ayna nöronlar: Ayna nöronları bir hayvan eylemde bulunduğunda ve başka bir hayvanın aynı eylemini gözlemlediğinde aktive olan nöronlardır.
Kaynakça: Corballis, M. C. (2003). From Hand to Mouth: The Gestural Origins of Language. Language Evolution,201-218. doi:10.1093/acprof:oso/9780199244843.003.0011 Corballis, M. C. (2010). Mirror neurons and the evolution of language. Brain and Language,112(1), 25-35. doi:10.1016/j.bandl.2009.02.002 Corballis, M. C. (2017). A Word in the Hand: The Gestural Origins of Language. Innovations in Cognitive Neuroscience Neural Mechanisms of Language,199-218. doi:10.1007/978-1-4939-7325-5_10 Hewes, G. W. (1992). Primate Communication and the Gestural Origin of Language. Current Anthropology,33(S1), 65-84. doi:10.1086/204019
Bir cevap bırak