İtalya’da yıllardır ezilen, dışlanan Napoli halkı için, İtalya lig tarihinde lig şampiyonluğu bulunmayan Napoli taraftarı için büyük bir mücadele veren Maradona, 25 Kasım 2020 itibariyle hayata gözlerini yumdu. O, sahada başarıdan başarıya koşarken Napoli halkı da yıllardır kendilerini aşağılayan kuzeylilere bir kez olsun kafa tutuyordu. Eternas gracias! Adiós Diego!
İtalyan kökenli işçi bir baba ve Hırvat kökenli bir annenin oğlu olarak 30 Ekim 1960′ta Arjantin’de halkın kiliselere ve futbol maçlarına ayırdığı bir pazar gününde dünyaya geldi. 7 kardeşi ile birlikte Buenos Aires’in fakir mahallerinde bir gecekonduda büyüdü.
Küçük yaşta futbol aşkı ile ölüm kalım mücadelesi harmanlanmıştı. Bu onu büyük bir savaşçıya çevirmişti. Küçük yaşlardan beri futbol topunun peşinde koşan Maradona, dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. 14 yaşındayken Argentinos Juniors’la ilk profesyonel maçına çıkan Diego Maradona daha ilk golünü ilk maçından sadece 25 gün sonra atarak futbol dünyasına adeta merhaba diyordu.
14 yaşında profesyonel kariyeri başlayan Süper Çocuk, Argentinos Juniors‘ta beş senenin sonunda 166 maçta 116 gol atıp çocukluk hayaline kavuşuyor ve Boca Juniors’ın yolunu tutuyordu.
20 yaşında taraftarı olduğu Boca Juniors‘a transfer olan Maradona, rüya gibi bir başlangıçla ilk maçında 2 gol birden atıyor, sezonu ise 40 karşılaşmada 28 golle tamamlıyor. İlk sezonunda La Bombonera‘da şampiyonluk kupasını kaldırıyordu.
1982‘de birçok ulusal başarıda Boca Juniors‘ı geride bırakarak Barcelona‘nın yolunu tutuyordu. Maradona, 5 milyon Euro‘luk bonservis bedeliyle geldiği Barcelona’da 53 gol atarken hepatit kapıp tedavi oluyor bunların kurtuldum derken Copa del Rey maçında Athletic Bilbaolu Andoni Goikoetxea tarafından sakatlanıyordu.
Barcelona kariyerinin sonuna yaklaşırken Maradona için Napoli takımının ilgisi gündeme gelmeye başlıyordu. İtalya’nın orta sıra takımlarından biri olan Napoli, bu transfer için maddi güce sahip değildi. 60 yıllık kulüp tarihinde ise kazanılan sadece 2 İtalya kupası bulunuyordu.
Bütün bunlar yaşanırken futbolun kalbi Çizme‘de atıyordu. Çünkü en iyiler orada mücadele ediyordu. Platini ve Zbigniew Boniek, Juventus’ta, Lothar Matthaus, Andreas Brehme ve Jürgen Klinsmann Inter’de, van Basten, Ruud Gullit ve Frank Rijkaard Milan’daydı. Bu üç kulüp zamanın süper starları için bir çekim merkezi halindeydi .Roma’da Di Bartolemei ve Falcao, Udinese’de Zico, Fiorentina’da Passarella ile Socrates top koşturmaktaydı.
Bir Kent Bir Efsane | Maradona ve Napoli
Transfer süreci devam ederken halk bu duruma kendisini fazlaca kaptırmıştı. Taraftarlar açlık grevine girerek San Paolo‘nun parmaklıklarına kendilerini zincirliyordu. Ama bu transferin gerçekleşmesi için çok paraya ihtiyaç vardı. Napoli halkı kenetlenerek herkes taşın altına elini koyarak bu transfer için varını yoğunu döküyordu. Bu bir transferden ziyade bir prestij meselesine dönmüştü artık. Sonunda bonservis bedeli toplanıyordu. Zamanın transfer rekoruyla, 7 milyon paunda Maradona dünyanın en pahalı futbolcusu unvanıyla İtalya’nın en yoksul şehirlerinden birine transfer oluyordu: Napoli’ye.
5 Nisan 1984 günü 70 bin kişilik San Paolo’yu dolduran 100.000 taraftar “Anne, anne, anne, kalbim neden çarpıyor biliyor musun? Maradona’yı gördüm, Maradona’yı gördüm, anne, ben aşık oldum!” tezahüratları ile Maradona’yı karşılıyordu. Maradona’nın Napoli’ye ayak basışı sadece bölgede değil, tüm dünyada ses getiriyordu. Şehrin her yerinde onun resimleri herkesin sırtında onun forması vardı. Sigara paketlerinin üstüne basılan resimleri, forma alamayanlar için yapılan havlu motifleri ve niceleri..
Napoli’ye transfer olduğu gün, yerel gazetelerden biri şöyle yazıyordu: “Okullarımız, evlerimiz, belediye hizmetlerimiz, otobüslerimiz olmayabilir; işsizlik ve pislikle boğuşuyor olabiliriz ama hiçbirinin önemi yok çünkü artık Maradona’mız var!”
Zirve dönemini yaşayan İtalyan ekiplerine tek başına mücadele veremeyeceğini anlayan Maradona kulüpten iyi oyuncular transfer edilmesini talep ediyordu. 1986-87 sezonunda Napoli savunmada Giuseppe Bruscolotti, Moreno Ferrario, Alessandro Renica ve Ciro Ferrera, orta sahada ise Fernando De Napoli ve Salvatore Bagni ikilisiyle birlikte harika bir takıma dönüşmüştü. Maradona gelmeden önce kulübün tekliflerini reddeden oyuncular Maradona sayesinde Napoli forması giymeyi kabul etmişlerdi.
86-87 sezonunda Napoli şampiyon oluyordu. Napoli, 61 yıl sonra ilk kez şampiyonluğa ulaşırken mimarı da Diego Armando Maradona oluyordu. Hakkında şiirler şarkılar yazılıyor, o sene doğan her 4 Napolili bebekten 1’inin adı Diego oluyordu.
Napoli’deki ilk basın toplantısında söylediği : “Napoli’nin gariban çocuklarının idolü olmaya geldim buraya çünkü onlar benim Buenos Aires’teki halim gibiler… dediği çocuklara bu şampiyonluğu armağan ediyordu. Çünkü o Napoli’nin çocuğuydu. Her annenin oğlu, her çocuğun idolü ve her kızın sevgilisiydi. Yıllardır fakirlik çeken halkın başına gelmiş en güzel şeydi.
Napoli şampiyon olduğunda taraftarlar bir mezarlığın girişine “E NON SANNO CHE SE SO PERSO” yazılı pankart asıyordu. Yani “Ne kaçırdığınızı bilmiyorsunuz”
Kalır Dudaklarda Şarkımız Bizim..
1988-89 sezonunda Napoli, tarihindeki ilk Avrupa zaferini de Maradona önderliğinde kazanıyordu. Bir sezon sonra da Serie A‘yı tekrar kazanan ekip tarihlerindeki ikinci scudettoyu kucaklıyordu.
Bu sezondan sonra işler iyiye gitmemeye başlamıştı. Barcelona’da yaşadığı sakatlık sonrası bağlandığı kokainin iyice esiri olmuştu. Kilo almış ve disiplinden iyiden iyiye kopmuştu. Mart ayında yapılan doping testine kokain takılmış ve federasyon tarafından 15 ay ceza almıştı. Bir daha da Napoli için futbol oynayamamıştı.
2000’de 10 numaralı forması kulüpçe emekli edilen Maradona’nın Napoli’yle bağlantısı hiç kopmadı. Şehrin en yerinde motifleri bulunan Aziz San Gennaro‘nun kollarında olduğu grafitiler bile yapıldı. Napoli’de oynarken verdiği bir röportajında insanların onu insanüstü bir varlık olarak görmesinden, ondan bir azizmişçesine medet ummalarından şikayet edip “Ben sadece bir futbolcuyum…” diyordu. Gel de bunu Napoli halkına anlat..
Çamurlu sahaların kahramanı, taş sokaklarda top oynayan çocukların idolü, futbol isimli sporun en büyük yıldızı.
Huzur içinde yat El Diego.
‘Futboldan Bir Efsane Geçti: MARADONA’ adlı yazımızın sonuna geldik. Bizleri Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!
