Libya’da seçimle gelen Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne karşı Darbeci General Hafter’i destekleyen Fransa, petrol devi TOTAL’in çıkarları uğruna Doğu Akdeniz’de boy gösteriyordu. “Fransa’nın Libya Acısı” Ancak oyuna Türkiye’nin girmesi ve UMH’yi desteklemesiyle her şey değişti. Türkiye başta Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Fransa ve kimi zaman Rusya ile de uğraşmak zorunda kaldı. Türkiye’nin Libya’daki başarısıyla Fransa, Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan’ın içerisinde yer aldığı ittifakın Doğu Akdeniz Boru Hattı (EastMed) projesinin gerçekleşmemesi sağlandı.
Hezimeti Unutmamış Ki, Medya Yoluyla Provakasyon Yapıyor
Çok da üzeriden geçmemiş, daha 10 Haziran’da Libya açıklarında yaşanan Fransa asılsız bir iddaa ile gündeme gelmişti. Fransa’ya göre Türk kargo gemisini koruyan Türk savaş gemisi Courbet isimli fırkateynine 3 kere radar kilitlemesi yapmış. Bunu da NATO’ya şikayet etmişlerdi. Oradan da hiçbir sonuç alamayıp üstüne de NATO uzmanlarının dolaylı bir şekilde “taciz olayının hiç yaşanmamış olduğu” sonucuna vardıkları yorumu öne çıkınca da iyice sinirlenmiş olmalılar.
Fransız ‘Le Point’ Dergisinin Skandal Yaratan Kapağı
Sahada kazanamadığı başarıyı, NATO ile siyasi baskı kurarak gerçekleştirmeyi planlamış, yapamamışlardı. Şimdi orada da hezimete uğrayınca kendi yayın organları aracılığıyla provakasyonlara başladılar. Sık sık Türkiye karşıtı haberler yapan Le Point dergisinin bu sayısında ise skandal bir başlığa yer verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MİLGEM Projesi kapsamında TCG Kınalıada (F-514) gemisinin hizmete giriş törenindeki görüntüsüne yer vererek “Ayasofya, Suriye, Libya, Akdeniz… Erdoğan, Kapımızdaki Savaş” başlığını attı.
Trajikomedi: Macron
Fransa’nın Cumhurbaşkanı Macron açık açık Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini istemiyor ve AB adaylığına da karşı çıkıyordu. Türkiye karşıtı politikasıyla daha önce gizliden gizliye Darbeci General Hafter’e destek vermiş, daha sonra foyası ortaya çıkınca da çıkarları uğruna Birleşmiş Milletler’in resmen tanıdığı UMH’ye karşı Hafter’i desteklemişti. Türkiye’nin İHA ve SİHA’larıyla desteklediği UMH’ye bağlı güçler Lİbya’da hakimiyeti almaya başlayınca da bölgedeki diğer sömürge arayışı içinde olan yine başka bir darbeci Sisi komutasındaki Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri ortaklığında kırmızı çizgileri olarak Sirte ve Cufra’dan Mısır sınırına kadar uzanan bölgeyi göstermişlerdi.

NATO’yu “beyin ölümü gerçekleşti” sözleriyle tekrar tekrar vurgulayan Emmanuel Macron, çöle düştü yılana sarıldı desek yeridir. Çamur at izi kalsın mantığından farksız her alanda Türkiye’ye karşı asılsız iddialarla yeniden karşımıza gelen Fransa yönetimi her geçen gün Libya hezimetinin acısını farklı yollarla çıkarmaya çalışıyor. Petrol uğruna çıkarlarını, darbeci bir generali destekleyecek kadar ileri gidebilen Macron’un daha sonra hangi şikayetle geleceği meçhul. Libya ve Doğu Akdeniz meselesinde sizler için haberlerin takibinde olacağız.
“Fransa’nın Libya Acısı” adlı yazımızın sonuna geldik. Bizleri Instagram ve Twitter hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz. Diğer içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!
Bir cevap bırak