Türkiye ve Dünyada Barok Mimari

Küçüklüğümden beri süre gelen mimari, renk, dekor ve tasarım tutkumun doruk noktalarına varmış durumdayım, özellikle ergenlik dönemimin başlarında bir çok arkadaşım haricinde mimariye hayran kalmış ve o zamandan beri benimsemiş bulunmaktayım. Hayatımın bu zamanki çağında ise artık dünyada ve Türkiye’de bulunan bu eserleri izlemek, görmek arzusu ile yanan tutuşan ruhumun bir parçasını siz değerli okurlarımız ile paylaşmayı borç biliyorum. Bir sonraki paragrafımda “Barok nedir?” konusuna değineceğim.

Öncelikle barok kelimesinin anlamına bir göz atalım; Barok kelimesinin Portekizce’de gayri muntazam incilere verilen “BARROCO” isminden veya barok sanatın öncülerinden olan İtalyan ressam Federigo Baroccio’nun (ö. 1612) soyadından alındığı sanılmaktadır. Barok kelimesinin, bu mimari tarzın Fransızların üslubuna ters düşen, gösterişten uzak, abartısız ve kural tanımaz hali önceleri bu kelimenin küçültücü anlamlarda kullanılmasına sebebiyet vermiştir. XIX. yüzyılda ise bu mimari tarzın güzelliğinin anlaşılması ile kelimenin kullanımı değişmiştir. Antikiteden çok şey alan barokta kahraman ideali Hristiyan düşünce sistemi ile mutlakiyetçi olan Allah’ın yeryüzündeki temsilcisi olarak kabul edilen krala bağlandı (Fransa’da XIV. Louis, İtalya’da papalar gibi) ve barokun ana prensiplerinden biri haline getirilip çeşitli Avrupa ülkelerind farklı yorumlamalar ile uygulandı.

Eğri hatların hakim olduğu bu mimari yapıda özellikle İtalyan ve avrupa katolik kliselerinin duvarlarına işlenen tanrısal ve mitolojik ikonlar, işlemeler ve resimler bulunmaktadır. Yine bu dönemin yapıları görkemli bir biçimde yapılmıştır çünkü o zamanki bulunan mimari etki ile karışım yapılmış ve mükemmel bir hale gelmiştir.

Barok Mimarisi’nin Karakteristik Özellikleri

  • Barok tarzında ki yapılara baktığımızda boyutlarının yüksek, gösterişli olduğunu fark ederiz. İç kısımlara girince ise hacimi yüksek ve mağrur duran dekorlar ile görkem ve güç etkisini insanlara hissettirmeyi amaç edinmiştir. Yapıldığı döneme bağlı olarak kralları ve tanrıyı iki mutlak güç olarak gösterir. Barok mimarisi’nin dünyadaki en güzel örneklerinden birkaçı Paris’teki Versay Sarayı ve İspanya’daki Santiago de Compostela Katedrali’dir.

Dikdörtgen yerine oval hatların kullanımı artmıştır, özellikle kiliselerin pencerelerinde ve salonlarında ara ara oval formlar kullanılmıştır. Pencere ve kapı üstlerine de bakarsak fark ederiz. Bunun haricinde düz yerine kıvrımlı ve karışık çizgiler vardır bunlardan kastım c ve s şeklinde yılana benzer kavisler varıdr. İç mekan olarak yapıların ışıkları içerisine aldığında bir gölge oyunu fark ederiz, içerideki insanları loş, boğucu ve kasvetli ruh halline sokar,özellikle karanlık ve ışık kontrastları’nı kullanarak zıtlıkların güzelliğini öne çıkarmışlardır.

Yapılarda mimarlar özellikle insana yanılsamayı ve düş gücünde kurulan soyut imgeleri yerleştirmeyi insana bırakmıştır peki bu nasıl oluyor. Genellikle süslemeler ya tamamlanmamış yada yarım bırakılmıştır ki insanların kalan süslemeleri kendi hayalleri ile tamamlayıp orada bir düş ve gerçeklik karşıtlığının hissini vermek istemektir. Barok Mimari’nin etkilerini süslemeler ve renklerde abartılı tavanlara bakarak fark etmemiz yine mümkündür. Gözünüz yorulduysa, veya kendinizi bu yapıların içinde çok küçük hissediyorsanız, üzerinizde bir baskı varsa anlayabilirsiniz örnekledirirsek şöyledir; Altınla yada altın varakla kaplanmış süslemeler özellikle kolon ve tavanlarda, duvarlarda vardır. Yanıltıcı efektler verilmiştir ve resimler heykeller ile desteklenmiştir bu göz yorma kliselerde çokça göze çarpmaktadır. Kubbelerde nasıl fark ederiz bir de buna bakalım; Genel olarak armut şeklinde yapılmıştır kubbeler; Almanya, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Ukrayna’da. Kubbe içleri ve tavanlarda karışık perspektif açılar kullanarak sonsuzluk algısı yaratılır ve insan bundan istemsizce etkilenir.

Bunların yanında yapıların dışına bakarsak eğer varsa çeşmeler ve havuzlar ve merdivenler özellikle dikkat edilmesi gereken yerlerdir. Bahçelerin, fıskiye ve havuzlarının içinde heykeller bulunan Barok yapıları aynı zamanda gösterişli olmaya da başlamıştır zaman ilerledikçe önceleri doğayı yansıtma teması varken “Geç Barok Dönemi” bunu değiştirmiştir. Merdivenler ise yapıların ikinci katlarına iki taraftan yapıyı saran bir yılan gibi gösterilmiştir, sağ ve soldan yapıyı sarmaya başlar ve ikinci katın tam ortasında birleşirler. Roma’daki İspanyol Merdivenleri buna örnek olarak verilir. Bu merdivenler törensel bir dans olan polonezi anımsatmaktadır hatta.

Çok gariptir ki hastalıkların da Barok mimarisine etkisi vardır, özellikle katolik kliselerde veba salgını sonrası tanrıya şükür amaçlı veba sütunları dikilmiştir bunlar da bu mimariye örnektir.

Türkiye’de Barok Yapılar

İstanbul tarihinde mimarlıktaki geçişleri ve dönemlerin birbiriyle ilişkilerini Osmanlı’nın son yüzyılındaki eserler üzerinden okuyabiliriz. İstanbul, eş zamanlı inkişaf eden heykel, müzik ve resimde Avrupa’daki temaları kullanmayarak gözlerimizi kabartma yapraklarla bezeli sütunlara, ışık ve gölge oyunları ile, o üç boyutlu gözüken fresklere dikebiliriz, Barok etkilerini istiridye ve doğa motiflerinde arayabiliriz. Capcanlı gibi duran şekillerin süslediği bu yapılar, Barok’un Osmanlı kültüründe yeniden yorumlanıp kendine has bir Türk Barok’u oluşturmasını sağlamıştır.

  • Dolmabahçe Sarayı
  • Malta Köşkü
  • Nuruosmaniye Camii
  • Malta Köşkü
  • Beylerbeyi Sarayı
  • Tophane Nusretiye Camii
  • Fatih Türbesi
  • Aynalıkavak Kasrı

Dolmabahçe Sarayı

Barok

Dolmabahçe Caddesi’ne ismini vermiş görkemli saray, 250 bin metrekarelik bir alana inşa edilmiştir . Yapımına 1850 yılında başlanılmış ve bitirilmesi 13 yıl sürmüştür. Dolmabahçe Sarayı, Türk rokokosu ve İngiliz neo klasizmi gibi akımların da etkilerini taşır. Ayrıca Dolmabahçe Saat Kulesi de Türk barok mimarisinin önemli eserlerinden biri olarak görülür

NURUOSMANİYE CAMİİ

Barok

1748-1755 arasında inşa edilen Nuruosmaniye Camii iki yandan yükselen mermer merdivenlerden çıkarak girilir, içeri girildiği anda klasik Osmanlı camilerinden birinde olmadığı çok bellidir . Kubbe kemerlerinin duvar bitiminde, bir kuşak halinde Fetih suresi yazar ve çok köşeli mihrabı örten kubbenin üzerindeki süslemeler, göğe doğru kıvrımlı ve gölgeli desenler halinde yayılır. Bu şekilde, kubbenin neredeyse yaşıyor olduğu ihtimalini düşünürsünüz. Alçıdan yapılan pencerelerin düzensiz bölmelerinden süzülen rengarenk ışıkların günün her saatinde başka bir hayale benzemesiyle ruhuna kavuşan Nuruosmaniye Camii, Türk Barok mimarisi’nin en harika örneklerinden birisidir.

Barok
Beylerbeyi Sarayı
Barok
Beylerbeyi Sarayı Mavi Salon

Kaynakça:

  • Celal Esad Arseven, Türk Sanatı Tarihi, İstanbul 1954, I.
  • Doğan Kuban, Türk Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme, İstanbul 1954.
  • G. Goodwin, A History of Ottoman Architecture, London 1971.
  • Oktay Aslanapa, Turkish Art and Architecture, London 1971

Furkan Sarıca
Çok gördüğü için ölürken yüzüstü gömülmek istenen kişi.