Osmanlı Devleti’nden bugüne tarihimizde önem teşkil eden padişah eşleri, anneleri, kızlarından Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları eşlerine kadar kadınlar tarihçiler tarafından mercek altına pek alınmamıştır. Bunu arşivleri ve kaynakları incelediğimizde çoğunun isminin dahi geçmediğini, unutulduğunu veya unutulmaya yüz tuttuğunu görüyoruz. Dolayısıyla ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün eşi Latife Uşaki, namı diğer Latife Hanımın da yakından tanınması önem teşkil ediyor.
Latife Hanım (Uşaki) kimdir?
Latife Hanım, 1898 yılında İzmir’de oldukça varlıklı ve çevresi geniş bir ailede dünyaya geldi. Babası Muammer Bey ABD’de pamuk borsasına ismini yazdıran ve ABD’ye gidip gelen ilk Türk’tür. Ticarette iyi bir tüccar olmasının yanında siyasette de etkili bir isimdir. Zira birkaç dönem İzmir Belediye Başkanlığı yapmıştır. Türkiye’de aldığı ciddi bir eğitimden sonra Üsküdar Amerikan Lisesinden mezun olup Paris Sorbonne Üniversitesinde hukuk ve siyasal bilgiler eğitimi almış (Yarıda kesip vatanına dönmek durumunda kaldı.), Londra’da İngilizce eğitimini tamamlamıştır. Nezaketi, inatçılığı ve kararlılığıyla ön plana çıkmıştır o dönemlerde. Avrupa’da tahsil almış; İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Latince ve Rumca dillerine hakim, dünyayı tanıyan, mektuplaşmayı seven, günlükler ve içli yazılar yazan kültürlü bir kadındır. Ayrıca Halid Ziya Uşaklıgil’in de kuzenidir.

Atatürk ile Tanışma
Aslında Latife, yurt dışındayken Mustafa Kemal’i çok öncesinden gazetelerden tanıyor, Kurtuluş Savaşı’nı yakından takip ediyordu. Hatta bir gazeteden kestiği Atatürk resmini boynundaki madalyonun arasına koymuştur. Latife, 1921 yılında Sorbonne Üniversitesindeki eğitimini yarıda bırakıp işgal altındaki, zulmün ve ateşin içindeki İzmir’e büyük bir cesaretle dönmüştür. Gümrükteki kontrol esnasında casus olmasından şüphelenip Yunan askerleri tarafından didik didik aranmış, boynunda Atatürk’ün resmini taşımasından dolayı zorluk çekmiştir. Yunanlara yazdığı mektuptan dolayı İzmir’de ev hapsi kararı çıkmıştır. Latife, uzun süre babaannesi ve mürebbiyesiyle eve tıkılı kalmıştır. (O dönem ailesi yurt dışı seyahatindedir.)

İzmir’in işgali son bulduğunda Latife’nin ev hapsi de nihayete ermiştir. Mustafa Kemal, İzmir’e gelmeden önce yaveri Salih Bozok, konaklayacağı bir yer aramıştır. Bu konuda çok rivayetler vardır Bozok’un mektubunda Latife’nin karargaha bir davet mektubu gönderdiğinden bahseder. Mustafa Kemal, konaklamada özel teklifleri hep geri çevirmiş, belediyelerin ve valiliklerin uygun gördüğü yerlerde konaklamıştır. Fakat Latife’nin davetine icabet etmiştir. Latife Hanım, misafirler için kapsamlı bir hazırlık yapmış, onları en iyi şekilde ağırlamıştır. Misafirler arasında Salih Bozok, Falih Rıfkı, Halide Edip gibi önemli isimler de vardır. Mustafa Kemal, Latife Hanım’ın zarafetinden, zekasından ve vatanıyla ilgili düşüncelerinden etkilenmiştir. Halide Edip de daha sonrasında Mustafa Kemal ile olan sohbetlerinde Latife’den bahsederken onun ne kadar neşeli ve mutlu olduğunu anılarında yazmıştır.

Nikah Günü
Mustafa Kemal ile Latife, 29 Ocak 1923 tarihinde Muammer Bey’in Göztepe’deki Uşakîzâde Köşkü’nde dini nikahla evlendiler. Nikah birtakım yönlerden dönemin adetlerine uymuyordu. Adetlere göre kadınlar dini nikahta yer almazken Latife Hanım dini nikahta bulunmuştur. Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir Paşalar, Mustafa Kemal’in, Mustafa Abdülhalik Renda ile Salih Bozok ise Latife Uşaki’nin nikah şahidiydi. Bu nikahta yaşanan ilkler, sekiz ay sonra Merkez Kadısı Hüseyin oğlu Ömer Fevzi tarafından belge haline getirilmiş ve tasdik edilmiştir.

Nikah sonrası Ankara’ya gelen Latife, Çankaya’daki Kuleli Köşk’te yaşamış, TBMM’deki toplantılara katılmıştır. Bu yönüyle TBMM’ye giren,toplantıları dinleyen ilk kadın olmuştur.
Yurt dışı ve yurt içi gezilerinde Mustafa Kemal’e eşlik etmiş, onu yalnız bırakmamıştır.

1925’te Türk Ocakları fahri başkanlığına getirilmiştir.
Boşanma
5 Ağustos 1925 günü Latife ile Mustafa Kemal’in evliliği sona erdi. Boşanmadan önce ikisi arasında yaşanan, Mustafa Kemal’in küplere bindiği tartışma hakkında az çok bilgi bulunsa da boşanma sebebi Çankaya kapılarının arkasında saklı kalmış, dile getirilmemiştir. Boşandıktan sonra aile dostları ikisini barıştırmaya çalışsa da başarısız olmuşlardır.
Boşandıktan sonra 2 yıl yurt dışında, 48 yıl İstanbul’da yaşayan Latife Hanım, evliliği hakkında konuşmamış, bunun yazılmasına da karşı çıkmıştır. (Dolayısıyla kendisine olan saygımdan ötürü evlilik süreçleri ve sonrası ile ilgili bilgilerde ayrıntı vermeyi doğru bulmadım.)
Vefat
12 Temmuz 1975 tarihinde göğüs kanserinden vefat etmiştir. Dönemin valisi Namık K. Şentürk’ün gayretiyle deniz, hava ve kara kuvvetlerinden oluşan bir şeref kıtasının katılımıyla cenazesi Teşvikiye Camisi’nden kaldırılıp Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. Kendisinin yazdığı anıları ve kıymetli evrakları da Türk Tarih Kurumu tarafından muhafaza edilmektedir.
Latife Hanım’ın vefat haberi
Kaynakça
- Çalışlar, İpek, Latife Hanım, Doğan Kitap, İstanbul, 2007
- 2009 Journal of Women’s History, Vol. 21, No.4
- Bayhan, Fatih, Latife Hanım’ın Kağıtları, Timaş Yayınları, İstanbul, 2017
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Latife_Hanım
- Tarih İncelemeleri Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 2
Bir cevap bırak