Ahlak ve Faydacılık Nedir? Ne Kadar Ahlaklıyız?

Şimdi size önce felsefenin temel paradokslarından birini anlatayım.

Ancak bunu biraz yerelleştirerek anlatacağım, böylelikle ahlak nedir öğreneceksiniz.

Türkiye’de birinci sınıf bir hastanede en iyilerinden bir cerrahsınız. Organ nakli konusunda son derece başarılı bir geçmişe sahipsiniz ve çok da zekisiniz. Birazcık da filozof bir yapınız var. Organ nakli bekleyen 4 hastanız var, hastalarınızın pek yaşama ümidi yok ve acil organ nakli yapılmaları lazım. Yakında ölmeleri muhtemel. Her hastanın farklı organlara ihtiyacı var. Bunlar bir karaciğer, bir kalp, bir pankreas ve bir akciğer. Organ bağışında bulunan hiç kimse yok, yani bir çıkmaz içerisindesiniz. Doktor olmaktaki tek amacınız insanlara yardım etmek, onları iyileştirmek, ancak 4 genç hastanız için elinizden bir şey gelmiyor. Artık hiç ümit kalmamışken hastaneye yeni bir resepsiyon görevlisi alındığını gördünüz, arkadaşımızın adı Melisa olsun.

ahlak ve felsefe

Melisa’nın hastane kayıtlarına baktınız ve gayet sağlıklı olduğunu gördünüz. Gözlerinizde bir parlaklık oldu ve Melisa’yı etrafı göstermek için ameliyathaneye götürmeye ikna ettiniz. Aklınızdan şöyle bir düşünce geçiyor:
-Bir doktor olarak elimden geldiğince fazla insanın hayatını kurtarmak istiyorum. Melisa’yı öldürüp organlarını 4 hastam arasında paylaştırarak onların hayatlarını kurtarabilirim. Melisa daha fazla yaşayamayacak, bu çok kötü ama dünya 4 hayat daha kazanacak. Bire karşı dört, büyük kazanç.

Ahlak Nedir?

Elbette Melisa’yı öldürmek yasal değil. Amacımız ahlak olarak en doğru olanı yapmak. Melisa yaşarsa diğer dört kişi ölecek, Melisa’yı kurban edersek diğer 4 kişi yaşayacak. Dünyadaki bütün insanların topluma katkıları bakımından eşit olduğunu varsayarsak buradaki seçim sadece sayısal olarak yapılmalı. Şimdi, söyleyin, bu bilgiler ışığında siz hangisini seçerdiniz?
Melisa’yı öldürüp organlarıyla dört hastayı kurtarmak mı?
Dört hastanın ölmesini izleyip Melisa’nın hayatına kaldığı yerden devam etmesi mi?
Herkes çok daha büyük bir sayıda insanı kurtaracak olmasına rağmen masum bir insanın öldürülmesini canilik olarak düşünür. Ancak ne var ki savaş esnasında birçok kişi herkesin güvende olması için masum sivillerin öldürülmesini çok kolay kabul eder. Ahlak açısından bakıldığında insanlık hayat görüşleri konusunda pek tutarlı olmuyor. Melisa’nın öldürülüp organlarının dört hastaya nakledilmesi ya da savaşta herkesin güvende olması için masum sivillerin öldürülmesi anlayışı felsefede pragmatizm (faydacılık) olarak adlandırılır.

Faydacılık Nedir?

Faydacılık, sağduyu ve ahlak ile çeliştiği için hep eleştirilmiştir. İzin verin bunu başka bir örnekle daha açıklayayım:
Bir rehine durumuyla karşı karşıya kaldınız. Bir ebeveynsiniz ve çocuğunuz rehinecinin elinde, çocuğunuzun yanında iki farklı kişi daha var onlar da rehine. Rehineci sizin elinize bir silah verdi ve elinizden tuttu; eğer iki kişiyi öldürürseniz çocuğunuzun hayatını bağışlayacağını söyledi, ya da çocuğunuzu öldürürseniz iki yabancının hayatını bağışlayacağını. Faydacılık burada der ki, iki kişinin hayatı bir kişinin hayatından daha çok, çocuğunuzu öldürün ve iki kişiyi kurtarın. Peki ya sağduyu?

manzara

Faydacı kimseler için eğer sonuçlar aynıysa size en iyi faydayı sağlayan şey ahlaki açıdan doğrudur. Bu yazıyı okuyan herkes faydacı olmadığını iddia edecektir. Şahsen, size hayatınıza dönüp bir bakmanızı tavsiye ediyorum. Sadece size faydası olduğu için ve başka hiçbir sebebi olmadığı için yaptığınız bir çok şey göreceksiniz. İş yerinde kendinize rakip gördüğünüz kişinin hata yapmasını isterdiniz, değil mi? Çünkü fayda maksimizasyonuna göre eğer o hata yaparsa siz parlarsınız. Ancak sağduyu burada yardımlaşarak işleri yürütmenizi ister. Böylelikle hem rakibiniz hem siz hem de iş yeri kazanır, yani kaybeden kimse olmaz. Melisa ölmek zorunda değil, ya da savaşan masum siviller.

ahlak nedir

Peki ya son soru şu olsa; biz kaç kere Melisa olduk? Bizi kaç kere kurban ettiler? Sağlıklıyız diye bizi feda edip kaç kişiyi kurtardılar? Belki de bizim kurban ettiklerimizden daha fazla bizi kurban ettiler, kim bilir…
Sağlıklıysak tehlikedeyiz dostlar!

Eğer beğendiyseniz benzer yazılarımıza da göz atmayı unutmayın.


Osman Seyrek
Önce çevreni güzelleştir sonra dünyayı. Düşünen, araştıran, endişelenen ve bunları dile getiren 1992 doğumlu sıradan bir insanım.